Derin sükunetten bazı değerli nitelikler doğar: Felaketle karşılaştığınız zaman cesaret, savaşmak gerektiği zaman kuvvet, problem çıktığı zaman bilgece idrak ve sağduyu.
Her an kendinize hakimiyetinizi kaybetmeden kalabilirseniz hiçbir olay sizi hazırlıksız olarak yakalayamaz. Düzgün yüzeyli bir ayna nasıl önüne konan şeyin kopyasını dosdoğru yansıtıyorsa, aynı şekilde sükunete kavuşmuş bir zihin de nesneleri, varlıkları, kişileri oldukları gibi kaydedecek, onları çarpıtmalarla, önyargılarla veya beklentilerle bozmayacaktır.
Bir durum oldukça hassas,
acil bir mesele haline geldiğinde paniğe kapılmamalısınız. İlk şoku atlattıktan sonra ilk yapılacak olan, durumu sükunete kavuşturmak ve bunu bozmamaktır; ikinci olarak ne yapmanız gerektiğini düşüneceksiniz. Bu soruna bir cevap bulmak sadece düşünce ile değil, aynı zamanda sezgi yoluyla da olmalıdır.
Mevcut sıkıntılar zihinden uzaklaştırılmadan içsel sükuneti sağlayamazsınız. İçsel sükunetinizi sağlayamadan sorunlarınıza köklü çözümler üretemezsiniz.
Ruhsallık, dünyaya ait olmadan dünyada yaşayarak bulunur. Başka bir deyişle, dışsal olarak bütün diğer insanlar gibi yaşarken, içsel olarak bundan koparak, yüreğimizi maddi şeylere bağlamamak, zihinsel olarak bunların tutsağı olmamak, her an bunu aşmaya hazır olmak durumuna ulaşıldığında özgür olunur, kölelik biter.
İnsanların düşünme biçimi, birbirlerinden önemli ölçüde farklıdır; yaşama bakış açıları da böyle olmak zorundadır çünkü bu ikincinin derinliği birincinin niteliğine bağlıdır.
Her eylemin çifte bir yapısı vardır. Varoluşumuzun yarı bağımsız, yarı önceden belirlenmiş bir niteliği vardır. Soyaçekim, eğitim, deneyim, karma, cüzi irade ve çevremizdekiler, yaşantılarımızın dışsal ve içsel yapısını biçimlendirir.
Her insan, eylem sırasında işlenen yanlışları incelemeli ve bunların kaynağını kendinde aramalıdır. Hiç olmazsa kısmen bir sorumluluğu içtenlikle kabul etmeli ve kendini düzeltmek için elinden geleni yapmalıdır. Kendini düzeltmek elbette ki zordur ama daha sonraları kendini uğraştıracak olan yanılsamalar beslemekten daha iyidir.
İnsanın başına gelen, en içteki varlığının gizli iradesiyle olmuştur. Istıraplar en son anlamda değil, yalnızca anlık kötülüklerdir. Dışsal ve acımasız bir güç gibi görünen de aslında arılaştırıcı ve içsel bir güçtür. Er ya da geç kötülük, insanı onu ortadan kaldırmaya yöneltir; acısının da onu huzuru aramaya yönelttiği gibi. O zaman kişi yüce benliğin arayışına girişir.
En büyük günahkar bile, eğer içtenlikle pişman olursa, olabilecek en büyük ölçüde kendini düzeltmek ve üstün inanca dönmek isterse, hak etmediğini elde edebilir. Daha önceki yaşamı ne olmuş olursa olsun, düşünceleri ve eylemlerini değiştirerek sesini, tanrısal lütuf bağışının inmesinin her zaman mümkün olduğu bu çok yüksek bölgeye işittirmeyi başarabilir. Kurtuluş herkes içindir.
PAUL BRUNTON
Kitaplarını İncelemek ve Satın Almak İçin Aşağıdaki Resimleri Tıklayın
İçsel Gerçeklik Paul Brunton |
Sorumluluk Sahibi İnsanlar İçin Öneriler Paul Brunton |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder