MASKELERİMİZİ BIRAKABİLMEK

Girdiğimiz her ortama uygun kullandığımız bir maskemiz vardır. Ortama göre birini çıkarır diğerini takarız. Başkaları tarafından kabul edilmek doğuştan gelen bir gereksinimimiz olduğuna göre girdiğimiz her ortamda farkında olarak veya olmayarak bu gereksinimimiz karşılanıyor mu sorusuna cevap ararız. Maskelerimiz de bu yüzden vardır. Kabul edilmek, alay edilmemek, aşağı görülmemek içindir.
Kimliğimizi saklar zayıflıklarımızı göstermek istemeyiz. İçimizde olup biteni başkaları anlamasın isteriz. Hatta sadece başkalarına değil kendimize bile maske taktığımız zamanlar olmuyor mu?

Her ortamın kendine has yazılı olmayan bir takım kuralları vardır. Ortamın koyduğu kurallar bireye “eğer istenildiği şekilde davranırsam bu ortamda kabul görürüm” mesajını verir. Ortama uygun davranılmadığında diğerlerinin bakışları hemen o kişiye çevrilir ve ayıplama, küçümseme tarzında tepkiler verirler. Bu şekilde tepki almak istemeyenler bulunduğu ortama uygun maske takarlar.

Kabul edilme varoluşumuzdan kaynaklanan bir gereksinimimiz olduğuna göre burada yanlış olan gereksinimimiz değil onu karşılama biçimimizdir. Başkaları tarafından kabul edilmek için maskelere gerek yoktur. Bunu da ancak kendimizi kabul etmekle başarabiliriz. Kendimizi kabul etmek kolay değildir çünkü bağımlı olarak doğarız. Ancak kendimizi tanıyarak bunu sağlayabiliriz. Kendimize karşı açık ve dürüst olmalıyız. Kendimizi kabul ettiğimiz vakit başkaları tarafından eleştirilmek acı vermemeye başlar aksine yapılan eleştiriden bile ders çıkarmaya başlarız. 

Öncelikle kendimizi kabul ederek maskelerimizi bırakabiliriz. Her şeyden önce hata yapmanın hayatın bize verdiği en iyi öğretmen olduğunu, mükemmel, kusursuz olmadığımızı ve diğerlerinin de mükemmel olmadığını kabul etmemiz gerekir. Ancak bu şekilde gerçek ve doyumlu bir hayata kavuşuruz.

DENİZ TAŞKIN
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder