Düşümde;
Aydınlatıyordu güneş, ilk günden beri yalnız olan dağları,
Her sabah onlar güneşi selamlardı, güneşte onları.
Dağların ve ovaların sevinen tüm çocuklarınının
Aydınlatıyordu güneş, ilk günden beri yalnız olan dağları,
Her sabah onlar güneşi selamlardı, güneşte onları.
Dağların ve ovaların sevinen tüm çocuklarınının
Yaşam ışığı veren güneşin.
Kurtarırken çocukları karanlığın yalnızlığından,
Can havliyle atıyordu kendini dağların arkasına,
Hüznünü saklamak için güleç çocuklardan.
Yalnızlığı yüzünü guruplarken kıpkırmızıya,
Utanıyordu ertesi gün de,
Sabah çocuklarının karşısına çıkmaya.
İlk saatlerin pususundan perdeli çocuk gülümsemeleri,
Güneş için değil yüzlerine yerleşen kartanelerineydi.
Çocukların minik hünerli elleri ve sevgi dolu yürekleriyle,
Gözleri kömür karası kardan kadını yaptıklarını,
Gördü, hayret ve şefkatle bakan güneş,
Kömür gözlü kardan kadınla göz göze gelince,
Düştüler aşkın kuyusuna ikisi de, birdenbire.
Daha fazla dayanamadı aşkını bulan güneş,
Işınladı kendini gökyüzünden yere
Kucaklaştı kardan kadınıyla ;
O da sabah çocukları gibi,
Ama ilk kez sevinerek.
Tüm karlarını sundu güneşine,
Heyecanından kardan kadın,
Güneşte verdi hemen sıcaklığını ve ışığını,
Sonlandırmak için hayatının yalnızlığını.
Hey hat! Kardan kadın eridi aşkının karşısında,
Çaresizdi, güneş boğulurken ilk ve tek aşkının okyanusunda.
Gömülünce yeryüzü sessizliğin ve gökyüzü karanlığın sonsuzluğuna;
Hem öksüz hem de yetim kaldı çocuk düşleri,
Düşlerin gülüşleri, gülüşlerin o sesleri.
Asla ama asla, aşk olamayacaktı kainatta
Ve bir daha hiç kimse aşık ta…
Öykü :Caner Ünal
Şiir : Serdar Ural - 'Su Üzerine Şiirler' kitabından
Kurtarırken çocukları karanlığın yalnızlığından,
Can havliyle atıyordu kendini dağların arkasına,
Hüznünü saklamak için güleç çocuklardan.
Yalnızlığı yüzünü guruplarken kıpkırmızıya,
Utanıyordu ertesi gün de,
Sabah çocuklarının karşısına çıkmaya.
İlk saatlerin pususundan perdeli çocuk gülümsemeleri,
Güneş için değil yüzlerine yerleşen kartanelerineydi.
Çocukların minik hünerli elleri ve sevgi dolu yürekleriyle,
Gözleri kömür karası kardan kadını yaptıklarını,
Gördü, hayret ve şefkatle bakan güneş,
Kömür gözlü kardan kadınla göz göze gelince,
Düştüler aşkın kuyusuna ikisi de, birdenbire.
Daha fazla dayanamadı aşkını bulan güneş,
Işınladı kendini gökyüzünden yere
Kucaklaştı kardan kadınıyla ;
O da sabah çocukları gibi,
Ama ilk kez sevinerek.
Tüm karlarını sundu güneşine,
Heyecanından kardan kadın,
Güneşte verdi hemen sıcaklığını ve ışığını,
Sonlandırmak için hayatının yalnızlığını.
Hey hat! Kardan kadın eridi aşkının karşısında,
Çaresizdi, güneş boğulurken ilk ve tek aşkının okyanusunda.
Gömülünce yeryüzü sessizliğin ve gökyüzü karanlığın sonsuzluğuna;
Hem öksüz hem de yetim kaldı çocuk düşleri,
Düşlerin gülüşleri, gülüşlerin o sesleri.
Asla ama asla, aşk olamayacaktı kainatta
Ve bir daha hiç kimse aşık ta…
Öykü :Caner Ünal
Şiir : Serdar Ural - 'Su Üzerine Şiirler' kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder