İnsanın düşüncelerine duygu katmayı başarması, stratejik düşünme yeteneği ile ortaya çıkar. Bunun için kişi plan yapmalı, kendine zor sorular sormalı ve bazı konularda gerekirse acı çekmeyi göze almalıdır. Çünkü acı, onu değişime itecektir. İnsan, üzüntü duygusunu dönüşüm için kullanmayı başarabilir.
Bunu gerçekleştirirken de alışılmış fikirlerin dışında fakat amaca uygun düşüncelere yönelmesi gerekir. Tehlikeden çekinen, stratejik düşünceden yoksun kimse ezberlediği yoldan gider. Oysa amacına uygun orijinal düşünceler üretenler, güçlükten kaçmayan insanlardır. Cevabı zor sorular sorar, orijinal fikirlerden hoşlanır ve doğru program yaparak amaçları doğrultusunda ilerlerler.
Daha sonra, sıra düşüncelerini süzgeçten geçirme safhasına gelir. Buna 'hipotalamik' düşünce de diyebiliriz. 'Talamus' adı verilen yumurta büyüklüğündeki bölge, beynin süzgecidir. Beynimiz, beş duyumuz vasıtasıyla etraftan ses, görüntü, ışık gibi on binlerce uyaran alır ve bu verileri talamus yardımıyla süzer. Bu nedenle köpeğin duyduğu frekansı biz duyamayız. Onun enerji bandını biz alamayız. Eğer insan bütün veri ve bilgileri algılarsa, beyni çalışamaz hale gelir. Beynin ortası beş duyudan gelen uyaranları süzdükten sonra, bunları beynin bilgi işlem yapan alanına gönderir. Bu işlemi duyusal olarak çocukluktan itibaren biliriz. Böylece acı, korku, soğuk, sıcak ve dokunmayla ilgili pek çok veriden zararlı olanlar süzgeçten geçirilmiş olur. Bu, beynin fizyolojik filtresidir.
Beyinde ayrıca talamus bölgesinin altında 'hipotalamus' adı verilen bir bölge daha vardır, bu da insanın psikolojik filtresidir. Kişiye acı veya sevinç veren, onu üzen ya da üzmeyen, menfaatine olan ya da olmayan konuları süzer. Beyninin hipotalamus süzgecini kullanan kişi, kendisine zarar verme ihtimali olan durumları tolere ederek, tehlikelerden en kolay şekilde kurtulur.
NEVZAT TARHAN - DUYGULARIN DİLİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder