Sufilere Göre Varlığın Zuhuru

semazen
Muhakkik sufiler varlığın zuhurunu nefes verme metaforuyla izah etmişlerdir. Buna göre alem Rahmân'ın nefes vermesiyle var olmuştur. Nefes sözlükte "tenfis" (nefes verme, üfleme) kelimesinden gelir.
Tenfis, bâtından zâhire çıkararak varlığı sıkıntıdan kurtarmak ve rahatlatmak için sıcak hava göndermeye, sıcağın soğuk havayla karışmasına ve soğumasına denir. Zira teneffüs eden (nefes alan) kimse ancak boğulmamak için teneffüs eder. Muhakkik sufiler valıklara "nefes-i Rahmâni" (Rahmân'ın nefesi) demişler ve zuhurun tümünü insan nefesine benzetmişlerdir. İnsanın ve Rahmân'ın nefesi arasındaki benzerlik şudur: Hak "Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi ve keşfedilmeyi istedim, mahlukatı yarattım" hadisi uyarınca kenz-i mahfi (gizli hazine) mertebesi de denilen zât mertebesindeydi. Bu mertebede her bir ilahi isim, kendi kabiliyeti gereğince Hak'tan zuhur talep edip varlık sahrasına çıkmayı istemiştir. Hakk'ın onları bâtından zâhire çıkarması, insanın nefes verip boğulmayı ve sıkıntıyı def etmesine benzetilmiştir. Nitekim teneffüs eden kimse içinde yani bâtınında hapsolan sıcak havayı dışarıya çıkardığında hava dışarıda varolur ve insan safâya kavuşur. Varlıklara Rahmân'ın nefesi demeleri bu sebepledir.

İsmail Rüsuhi Ankaravi - Mesnevi'nin Sırrı
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder