KRALLARIN SANATI: GOBLEN
17. yüzyıldan beri “Goblen” adı ile tanımlanan dokuma türünün kökü çok eski zamanlara dayanır. Bu dokumalarda kullanılan dokuma teknikleri çeşitli uygarlıklarca tanınmış, zamanla bu tekniklerle çok değişik ürünler meydana getirilmiştir.
Örneğin, Orta Doğu’da ev, çadır v.s. tabanlarına yayılan ve yünden dokunan kilim, Çin’de ipekten üretilen kesi, Mısır’da ve Peru’da M.Ö. ki dönemlere ait mezarlardan çıkan dokumalar vs. Ama Orta Çağ’da bu teknikle Avrupa’da üretilen dokumalar (Tapestry) görünüşü ile daha öncekilerden farklı idi. Onların esas özelliği tam bir duvar resmi görünüşüne sahip olmalarıydı. 1350 yılından sonraki devirde Fransa ve Burgundiya soylularının desteği ile tapestry dokumacılığı çok hızlı gelişme göstermiş ve üretilen tapestryler artık duvar resmi şeklini almışlardır. Bu dokumalar, çoğunlukla soyluların saraylarının, kiliselerin taş duvarlarını ve yerleri örtmek ve ısıtmak amacı ile kullanılıyordu.
Örneğin, Orta Doğu’da ev, çadır v.s. tabanlarına yayılan ve yünden dokunan kilim, Çin’de ipekten üretilen kesi, Mısır’da ve Peru’da M.Ö. ki dönemlere ait mezarlardan çıkan dokumalar vs. Ama Orta Çağ’da bu teknikle Avrupa’da üretilen dokumalar (Tapestry) görünüşü ile daha öncekilerden farklı idi. Onların esas özelliği tam bir duvar resmi görünüşüne sahip olmalarıydı. 1350 yılından sonraki devirde Fransa ve Burgundiya soylularının desteği ile tapestry dokumacılığı çok hızlı gelişme göstermiş ve üretilen tapestryler artık duvar resmi şeklini almışlardır. Bu dokumalar, çoğunlukla soyluların saraylarının, kiliselerin taş duvarlarını ve yerleri örtmek ve ısıtmak amacı ile kullanılıyordu.
16. yüzyılda Avrupa’nın en ünlü ve zengin kralları saraylarında büyük tapestry koleksiyonları toplamışlardı. Britanya kralı VIII. Henri’nin koleksiyonunda 2000’den fazla tapestry vardı. Onların çoğu devrin ünlü ressamlarının eserlerini birebir yansıtacak şekilde dokunmuşlardı.
1607 yılında Fransa kralı IV. Henri, Paris’te tapestry üreten ilk manifaktür tesis etti.
1662 – 1663 yıllarında Fransa kralı XIV. Louis’in Maliye Bakanı Colbert Paris’teki atölyeleri birleştirerek Gobelin’ler ailesine ait malikaneye yerleştirdi ve 1667 yılında Paris’in diğer iyi zanaatçıları da bu birliğe dahil oldular. Genel başkanlığını Charles Le Brun’un yaptığı Gobelin imalathanelerinin ürünleri tamamen XIV. Louis’in sarayının süslenmesinde kullanılıyordu. Bu devirden itibaren bu imalathanelerde üretilen tapestryler “gobelin”(goblen) olarak adlandırılmaya başlandı.
1930-40 yılları goblenin ikinci doğduğu devirdir. Bu devri Aubusson’da Fransız ressamı Jean Lurçat başlattı. O yapıtlarında basit ve yalın biçimlere, soyut ve dekoratif motiflere, renk ilişkilerine çok önem veriyordu. Böylece goblen bugünkü çağdaş görünüşünü aldı.
Goblen eserlerinin kronolojik sıralamasını yapmak anlamlı olmamaktadır. Eserlerin hazırlanması çok uzun yıllar sürmektedir. Örneğin Don Kişot’un Hikayesi adlı eserin tamamlanması 80 yıl sürmüştür. Bazı eserler de tekrar tekrar tezgaha konmuştur. Bu nedenle eserleri özgün karakterlerine göre gruplandırmak daha doğru olacaktır. İlk dönemde; İtalyan freskleri uyarlanmıştır ki, en orijinal çalışmalar bunlardır. Sonraki dönemde; Le Brun geleneğinde, dekoratif kompozisyonlar, mitolojik ve dini konular ve güncel tarih konularının işlenmesi üzerine kuruludur. 18.Yüzyılda, goblen üstatları, grotesk sanat ve türevlerini konu almışlardır. 18.Yüzyılın sonlarında ise, eserler, sanatsal bir fakirlik ve taklit kurbanı olmaktan kurtulamamıştır. Ancak 19. yüzyıl başında; Claude Monet gibi ressamların katılması, bir canlılık getirmiştir. 20.Yüzyılda Gulliaume Janneau, eski denenmiş usullere dönmüş, renklerde ve tonlarda sayıyı azaltarak, goblen halıcılığında yeni bir çığır açmıştır. Goblen, üretiminde, büyük halı tezgahlarına benzer tezgahlar kullanıma gelmiştir. Ünlü goblen örnekleri duvar için yapılmış tablo-halılar şeklinde Louvre, Versailles, Musee de Bruksels, Musee de Angers de bulunmaktadır.
Kraliyet Sanatı olarak Fransa’da ortaya çıkan Goblen, 19. Yüzyılda Türkiye’ye gelmiştir. Geleneksel Türk el sanatlarımız açısından bakıldığında etamin veya kanaviçe işlemeye karşılık gelir.
Etamin ve kanaviçede ilmekler çarpı şeklinde (X) atılırken, goblen de kullanılan yarım çarpıdır (/)
Ülkemize 19. yüzyılda giren bu sanat, daha çok batılı diplomatlar ve azınlıklar yolu ile gelmiştir. Goblen; günümüzde, ev ve işyerleri için tablo, koltuklar ve puflar için kaplama kumaşı olarak, koltuk ve kanepeler için şal olarak kendisini göstermektedir.
Bu gün gelişen ev tekstili sektörü alanında goblen sanatının önemli bir geleceği vardır. Ancak, işlenmesinin zaman ve sabır gerektirmesi, malzemenin pahalı olması, yaygınlaşmasının önüne geçmiştir. Gelir ve kültür düzeyi yüksek kişilerin daha çok özel zevkleri için ürettikleri bir ürün olmuştur. İşlenmesinin dikkat ve sabır gerektirmesi, seri üretim yapılmasını engellemektedir.
GOBLEN NASIL İŞLENİR?
1- Goblen işi, yarım çarpı biçiminde hep aynı yönde (sağdan sola veya soldan sağa) ilmek atılarak yapılır. İşlenen panolar üstten verev, alttan ise düz atım ile işlenmelidir.
Son kare kumaşın arka bölümüne aittir.
2-İster elde ister kasnakta yapılsın; ipliğin parlak ve pürüzsüz görünmesi için desenin üst kısmından başlayarak alt kısmına doğru inilmesi doğru olacaktır. Bu sayede işlenmiş alan, kirlenmeden tamamlanacaktır. Fonu işlenmeyen modellerde (kolay saymak için işaretleri bulunmayan kumaşlarda) , herhangi bir kaymaya mahal vermemek için, şemanın orta bölgesi kumaşın orta bölgesine işlenerek çalışmaya başlanmalıdır.
3-Her zaman için önerimiz; daha düzgün işleme, aynı zamanda işlerken kolaylık olması açısından, kasnak kullanılmasıdır.
4-İşe başlarken düğüm yapılmamalı, arkadan daha önce işlenmiş kısımların altından yürütülerek bitirilmelidir.
5-Aynı renkte işlenecek yerleri bitirdikten sonra diğer renklere devam ederken birkaç iğne ile de çalışabilirsiniz.
6-Şemalı goblenlerde işleme, mouline tabir edilen katlara ayrılabilir altı katlı ipliğin yalnızca iki katı ile baskılı goblenlerde ise moulinenin altı katı ile (katlara ayrılmadan, olduğu gibi) yapılır.
7- İşleme, kitlerimizin içindeki iğneyle veya yeterince büyük delikli, yuvarlak uçlu başka bir iğneyle (etamin iğnesi) yapılmalıdır.
8-Şemalarımız 1:4 ya da 1:1 oranlarında olup bunlar her kitin içerisinde ayrıca belirtilmektedir. 1:1 oranlarda şemada görülen her kare, kumaşa aynen nakledilir, 1:4 oranlarda ise şemada görülen her bir kare için kumaşa, ikisi üstte ikisi altta olmak üzere (2x2'lik ölçülerde daha büyük bir kare oluşturacak) dört yarım çarpı atılır.
9-Büyük şemalar birkaç parçaya bölünmüştür, açıklama tablosunda hangi parçanın nereye ait olduğu belirtilmiştir.
10- Kumaşın çözülmesini önlemek için kenarlarını önceden düğümlemeniz (sürfile) tavsiye edilir. Bu amaçla ayrıca yapışkan bant da kullanılır, ancak, işleme sırasında yapışkanların banttan taşıp kumaşı kirletmemesi için kaliteli bir bant kullanmalısınız.
10- Kumaşın çözülmesini önlemek için kenarlarını önceden düğümlemeniz (sürfile) tavsiye edilir. Bu amaçla ayrıca yapışkan bant da kullanılır, ancak, işleme sırasında yapışkanların banttan taşıp kumaşı kirletmemesi için kaliteli bir bant kullanmalısınız.
11-Goblen hazır olduğunda ılık su ve sabunla yıkanması, nemliyken ters tarafından ütü yapılması tavsiye edilir. Goblen tablonuzun ilk günkü güzelliğini koruması için deterjan kullanmayınız.
12- Goblen işlemeye başlamadan önce mutlaka ellerinizi sabunla yıkamalısınız. Gobleninizi işleme süresi boyunca da kirlenmemesi için korumalısınız, küçük kasnakta gerili ya da kasnağa takılmamış katlanabilir haldeki goblenler, işlenmedikleri zamanlarda katlanarak bir kutu veya poşet içinde muhafaza edilmeli, ayaklı kasnaklara gerilmiş goblenler ise işlenmedikleri zamanlarda üzerlerine hafif bir örtü örtülerek tozdan korunmalıdır.
GOBLEN ÖRNEKLERİ
Derleme: Deniz Taşkın
Kaynaklar: Vikipedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder