FAAL AKIL - FARABİ


Allah, bütün kudret ve etkinliği ile yokluğu hiç düşünülmeyecek tarzda ve ezelde vardır. O’nun ezeldeki bu “varlığı”nın, yine ezeli olarak “taşmasından” “mümkün” denen “dünyalar (alemler)” ortaya çıkar.

Farabi bu “mümkünler aleminin” ilkini “yukarı dünya” veya “ay-üstü dünya” olarak adlandırır. Bu dünya cisimden, maddeden ve her türlü maddi şekilden uzaktır ve dolayısıyla bu dünyaya duyularla ulaşılamaz. Bu dünyaya ancak düşünme etkinliği ve bunu sağlayan “akıl” ile ulaşılabilir. Bu yüzden bu dünyaya “akıllar dünyası” da denilir.

Akıllar dünyasında da yukarıdan aşağıya doğru bir sıralanma söz konusudur; bunlar birinci, ikinci, üçüncü ve sırasıyla maddi dünyanın bulunduğu dünyaya doğru bir akıllar sıralaması söz konusudur. Ay-üstü dünyayı oluşturan her akla karşılık gelen bir “felek” söz konusudur ki, bunlar birer gök cismine karşılık gelir. Gök cisimlerinden bizim dünyamıza en yakın olanı nasıl “ay” ise, fizik-ötesi varlıklar olan “akıllar”dan da dünyamıza en yakın olanı ay feleğinin aklı olan “faal akıl”dır. Bu akıl, fizik dünya ile fizik-ötesi dünyanın sınırını ayıran ve aynı zamanda bu iki dünyayı birbirine birleştiren; fizik-ötesi etkileri, kendi üzerinden fiziki dünyaya aktaran bir merkezdir. Kısacası varlık sıralamasında maddi dünya ile maddi cisimlerden yoksun olan dünya yani akıllar dünyası arasındaki geçişi ve bağlantıyı sağlayan akıl “faal akıl”dır.

Farabi’nin felsefesine baktığımızda “akıl” kavramının farklı anlamlara geldiğini ve farklı boyutlarda olduğunu söyleyebiliriz. Akıl bir yandan dünyalar arasındaki geçişi sağlayan bir şey iken, bir yandan da akıl ve düşünme yetisi, başlangıçta bir tür ruh veya ruhun bir parçası veya ruhun yetkinliklerinden birisi ya da bütün varolanların mahiyetlerini ve formlarını maddelerinden ayrı olarak soyutlayıp kavrama yatkınlığına sahip olan bir şeydir. Bu durumda akıl maddi dünyadan maddi olmayan dünyaya insanın yükselmesini sağlayan bir yeti ancak kendisi de giderek etkinleşen ve etkinleştikçe form değiştirendir.

Faal akıl maddeden arınmış olan, maddeden bağımsız olan varlıkların birinci basamağını meydana getirir. Faal akıl hazır halde veya güç halinde olan düşünülürü etkin hâle getiren akıldır. Faal aklın edilgin akla durumu ise, güneşin, karanlıkta kaldıkça, edilgin halde görüş olan göze durum gibidir. Karanlık demek edilgin halde ışık demektir veya etkin halde ışığın yokluğu anlamına gelir. Işık ise, aydınlık bir kaynakla aydınlanmadır. Göz ışık olduğu zaman, etkin olarak görür, yani renkler etkin olarak görünürler. Ve böylece bu ışık sayesinde göz, güneşin kendisini görür, bu durumda da edilgin olarak göz, etkin olarak göz olur.

Derleyen: Mehmet Ali SARI

Ayrıntılı Bilgi İçin: http://www.akader.info/sbard/sayilar/2006Mart/5.pdf
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder