Tanrım, beni senin barışına bir araç kıl ki:
Nefretin olduğu yere, sevgi tohumları ekeyim,
İncinmenin olduğu yere, bağışlama,
Kuşkunun olduğu yere, iman,
Umutsuzluğun olduğu yere, umut,
Karanlığın olduğu yere, ışık,
Kederin olduğu yere, sevinç tohumları...
Hayata dair herhangi bir konu hakkında yeni bir bilgi edindiğinde, hele ki bir de bu bilgi hakikatin kendisiyse, eski edinmiş bilgilerinin bir algı yanılsamasından ibaret olduğunu anlasa da insan, eskinin yerine yeniyi koymakta güçlük çekebilir. Eski bilginin verdiği inancı kırmak kolay değildir. Hemen yerine yeni bilgi edinmekle kolay kolay kırılmayabilir. Böyle olunca da insan kendi içinde o konuda iç çatışmalar yaşayabilir, o konuda karar vermesi gereken durumlar yaşadığında da zorluklarla karşılaşır. Yaşanan böyle bir durumda maaalesef yeni bilgi yararından çok yeni içsel gerilimlere sebep olur. Ta ki kişi bu yeni bilgiyi yaşayarak elde edene kadar. Yaşayarak, deneyimleyerek, yaşadıklarından ders alarak yeni bilgiyi edinmek başka, sadece "sırf okumak için, bilgi edinmek için okuyorum" diyerek bilgi edinmek başka.