- Düşünme biçiminizi değiştirin: Öfkelendiğiniz zaman, iç sesiniz küfürler savurabilir veya durumu abartan ya da dramatize eden ilginç terimler kullanabilir. Bu, öfkenizi haklı göstermeye hizmet edebilir.
Bu düşünceleri daha akılcı düşüncelerle değiştirmeye çalışın. Diyelim arabanız arıza yaptığında, kendi kendinize “bu kahrolası şey asla doğru dürüst çalışmaz zaten. Bu gecikme her şeyi mahvedecek” demek yerine, düş kırıklığına uğramanızın anlaşılır bir şey olduğunu ama öfkeye kapılmanın arabayı tamir etmeyeceğini söyleyin.
- Tutkuyla istemeyin: Öfkeli insanlar bir şeyleri tutkuyla isteme eğilimindedir. Kendi kendinize ne sıklıkla “sahip olmalıyım” ya da “istiyorum” dediğinizi gözleyin. Düşüncenizi “isterdim” şeklinde değiştirin. Şunu unutmayın: Öfkelenmek size kendinizi daha iyi hissettirmez, aslında belki de tam tersini yapar.
- Mantıklı olun: Öfke haklı bile olsa, düzeyi ya da yönü çoğu kez akıl dışıdır. O nedenle kendinize karşı soğuk, katı bir mantık kullanın. Örneğin kendinize dünyanın “size karşı” olmadığını, sadece gündelik yaşamın inişlerinden birini yaşadığınızı hatırlatın. Öfkenin sizi ele geçirdiğini hissettiğiniz her zaman bunu yapın, bu sizin olaylara daha dengeli bakmanızı sağlayacaktır.
- Gülün: Saçma gülünçlükler kızgınlığın yatışmasına çeşitli biçimlerde yardımcı olabilir. Durumu kafanızda o şekilde abartabilirsiniz ki sonunda komik ve eğlendirici bir şey haline gelir. Örneğin, dünyanın size karşı olduğunu düşünüyorsanız, cadde boyunca yuvarlanan bir kürenin arabanızın lastiğini patlattığını, marketin önünde sizi sıkıştırıp yavaş şeride girmek zorunda bıraktığını ya da sırf sizin için bir trafik sıkışıklığı yarattığını hayal edin.
- Yeni bir şeyler deneyin: Her sabah ve her akşam yoğun trafik yüzünden öfkeye kapılıyorsanız, farklı bir güzergâh tasarlayın. Bu yol biraz daha uzun olabilir ama manzarasıyla ya da daha az yüklü olması nedeniyle size yardımcı olabilir.
*Amerikan Psikoloji Birliği’nin bilgilerinden uyarlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder